Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi
Psikohelp
Paylaş
Bugüne dek davranışçı aile terapisi üzerinde en büyük etki edimsel koşullanma olmuştur. Edimsel kavramı, istem dışı reflekslere karşılık, istemli refleksleri anlatmak için kullanılır. Edimsel tepkilerin sıklığını bunların sonuçları belirler. Pozitif pekiştirilmiş tepkiler daha sık tekrarlanır, cezalandırılan ya da görmezden gelinen tepkiler söner. Edimsel koşullayıcı, hedef davranışı dikkatle gözlemledikten sonra sıklığını ve oranını ölçer. Daha sonra, işlevsel davranış çözümlemesini tamamlamak üzere, davranışın sonuçlarını pekiştirme olumsallıkları belirlenmek üzere not edilir. Örneğin, bir çocuğun öfke nöbetleri ile ilgilenen kişi bunların ne zaman ortaya çıktığını ve sonuçları gözlemleyerek işe başlar. Örneğin, tipik bulgulardan biri, istekleri anne babası tarafından reddedilen bir çocuğun öfke nöbeti geçirmesi ve bu nöbeti uzun sürdüğünde anne babanın çocuğun İsteklerini teslim olmasıdır. Böylece anne baba çocukta hiç görmek istemedikleri bir davranışı pekiştirmiş olur. Bu nöbetleri ortadan kaldırmak için görmezden gelmeyi öğrenmeleri gerekir. Ayrıca, arada sırada bile olsa teslim olmanı nöbetlerin sürmesine neden olacağı, çünkü aralıklı pekiştirilen davranışların sönmenin daha güç olduğu öğretilir. Çocuk olumsallıkların farkına vardığında şöyle düşünebilir. Şimdi teslim olmuyor daha, ama yaygaraya devam edersem eninde sonunda teslim olacaklar; şimdi olmasa bile bir sonrakin de edimsel koşullanmanın özellikle çocuklarda etkili olmasının nedeni, anne babanın pekiştireçleri ve cezaları denetleyebilmesidir. Basitçe söylemek gerekirse, uygunsuz davranışları yadsımayı ve iyi davranışları ödüllendirmeyi öğrenirler. Psikolog Gerald Patterson, gelişen davranışçı anne baba eğitiminde en etkili isim olmuştur. Evdeki aile içi etkileşimin örneklemini çıkarmaya yönelik yöntemler geliştirmiş, anne babaları sosyal öğrenme kuramı eğitimi vermiş, programlı çalışma kitapları geliştirmiş ve istenmeyen davranışların ortadan kaldırılmasına, bunların yerine istenen davranışların konmasına yönelik stratejiler üzerinde çalışmıştı. Davranışçı aile terapisindeki ikinci önemli figür Robert Liberman olmuştur. Liberman, aile terapisinde pekiştiricilerin olumsallık yönetimi uygulamasının yanı sıra, rol tekrarlama ve modelleme yöntemlerini de bu alana sokmuştur. Kuramsal Yaklaşımlar Davranışları terapisinin temel önermesine göre davranışın sürmesi sonuçlarına bağlıdır. Davranışa ivme katan sonuçlar pekiştireci, büyümeyi düşüren davranışlar cezalandırıcı olarak adlandırılır. Örneğin, pekiştirme yapan kişi bunun farkında olmasa da dikkat çekme, genellikle ağlamayı pekiştirir. Aslında yakınmaya de öfke nöbetleri gibi birçok istenmeyen davranışı pekiştiren şey dikkat çekmedir. Dolayısıyla, aile içi sorunların sürmesine neden olan şey de genellikle sağduyuya aykırı koşullardır. Tepkiyi bir pekiştirme izlemezse sönme gerçekleşir. Hoşunuza gitmeyen davranışlara verilecek en iyi tepki hiç kuşkusuz bu davranışları yadsınmaktır. Bazı insanların bu yaklaşım sergileyememesinin nedeni, istenmeyen davranışların çoğu zaman anında kesilmemesi, çoğu davranış sorununu aralıklı olarak pekiştirmiş olması ve bu nedenle de sonrasını zaman almıştır. Bilişsel yaklaşım temelde, başkalarının davranışlarını yorumlama biçimimizin, bu davranışlara verdiğimiz tepkileri etkilediği ilkesine dayanır. Özellikle şemalarımızda, yani dünya ve dünyanın işleyişi ile ilgili temel inançlarımızın şekillendirdiği keyfi çıkarımlara, çarpık sonuçları dayanan otomatik düşünceler nedeniyle sorun yaşarız. Bireyden çok aile ilişkileri ile ilgilenmeye başlayan davranış terapistleri sosyal değiş tokuş kuramından etkilenmişlerdir. Bu Kurama göre insanlar ilişkilerde en az bedele en fazla ödüle odaklanır. Başarılı bir ilişki de eşler karşılıklı ödülleri artırmaya çalışır. Buna karşılık, başarısız ilişkilerde eşler kendilerini incinmekten korumakla o kadar meşguldür ki, birbirlerini mutlu etmenin yollarını arayamazlar. Davranış değiş tokuşları zaman içerisinde karşılıklılık normuna uyar; böylece bir kişiden gelen itici ya da pozitif uyarıcı, diğer kişi de buna karşılık gelen davranışı doğurma eğilimindedir. Nezaket nezaketi doğru, kabalık da kabalığı. Normal Aile Gelişimi Davranış değiş tokuş modeline göre, iyi bir ilişki de alma verme dengesi eşittir. Aile içi de uyumla ilgili genel görüşten çok da farklı bir şey söylenmiyormuş gibi görünebilir; ancak davranışçılar tatminkâr ilişkilerin ayrıntılarını incelemeye devam etmiş dardır. Evlilikte duyum açısından en önemli olan konuların sevecenlik, iletişim ve çocuk bakımı olduğu bulunmuştur. Hoşa gitmeyen davranışların, evlilikte doyumu pozitif davranışlardan daha çok etkilediği bulunmuştur o halde, iyi bir ilişkide pozitif tepki değiş tokuşu söz konusudur, ancak bundan önemli si hoşa gitmeyen tepki değiş dokusu alt düzeydedir. Diğer bir değişle, iyi ilişkilerde pozitif pekiştirici denetimi bulunmuş. İletişim becerisi, konuşma yeteneği, davranışçılar açısından iyi ilişkilerin en önemli özelliğidir. Tüm çiftler zaman içerisinde çatışma yaşar ve dolayısıyla çatışma çözümü, aile uyumunun korunması bakımından çok önemli bir beceridir. Sağlıklı aileler sorunsuz aileler değil, ortaya çıktıklarında sorunları baş edebilme yeteneği gösteren ailelerdir. İyi bir ilişki de eşler çalışmaları ele alabilir. Konulara odaklanır, bunları bütün olarak ele alabilir ve söz konusu belirli davranışları konuşabilirler. Eleştirip yakınmak yerine kendi duygularını anlatır, karşı tarafın davranışını değiştirmesini isterler. Kendimi yalnız bırakılmış hissediyorum ve seninle dışarıda daha çok şey yapmak istiyorum ifadesi, büyük olasılıkla ne istediğim senin umurunda mı sanki sen kendinden başkasını düşünmezsin zaten! İfadesinden daha olumlu tepkiler yaratacaktır. Bazıları, insanlar birbirini sevdiği zaman ortaya iyi İlişkiler çıkacağına inanır. Davranışçılar ilişki becerilerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgular. Davranışçılara göre iyi bir evlilik gökten düşmez, etkili başa çıkma davranışlarının öğrenilmesi sonucudur. Davranış Bozukluklarının Gelişimi Davranışçılara göre semptomlar öğrenilmiş tepkilerdir. Temeldeki güdülerle ilgilenmezler ve evlilikteki çatışmanın çocukta sorunlara yol açtığını öne sürmezler. Bunun yerine, bizzat semptomları odaklanarak, sorunlu davranışı pekiştiren tepkileri araştırırlar. Aynı üyelerinin istenmeyen davranışları pekiştirdiği düşüncesi ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir. “Anne babalar neden öfke nöbetlerini ödüllendirsin ki?’’ “Bir kadın neden kocasının mesafeli davranmasını pekiştirirsin ki?’’ İnsanlar genellikle istemeden de olsa tam da kendilerinde rahatsızlığa neden olan tepkileri pekiştirirler. Anne babalar genellikle sorunu davranışları azarlayarak ya da nasihat ederek tepki verir. Bu tepkiler ceza gibi görünse de aslında pekiştirci olabilir, çünkü dikkat çekme güçlü bir sosyal pekiştiricidir. Bu görüşü yansıtan akıllıca bir söz var: “Kulak asmazsan oda sesini keser.’’ Buradaki sorun, çoğu anne babanın istenmeyen davranışları görmezden gelmekte güçlük çekmesidir. Örneğin, çocukların büyük bir tepki yaratan sözcükleri ne kadar çabuk öğrendiğine dikkat edin. Üstelik, anne babalar istemedikleri davranışları yadsımaya karar verseler de genellikle bunu tutarlı bir şekilde uygulayamaz. Bu işleri daha da kötüleştirebilir, çünkü aralıklı pekiştirme sönmeye karşı daha dirençlidir. Anne baba ilgisini istemeden de olsa sürdürdüğü davranış sorunlarının yanı sıra, bazı davranışların devam etme nedeni de anne babaların cezayı etkili bir şekilde kullanamamasıdır. Bu anne babalar boş tehditler savurur, olaydan çok sonra cezalandırır, etkisi olmayacak denli hafif cezalar verir ya da öğrenmeden çok, kaygı yaratacak denli şiddetli cezalara başvururlar. Mutsuz evliliklerde, önemli bir belirleyici olarak sıkılıkla itici uyarıcıları kontrolden- ağlama, yakınma, kendini geri çekme- söz edilir. Çiftler tipik olarak, eşlerin sergilediği itici davranışlara karşılık verir ve böylece kısır bir döngü baş gösterir. Sıkıntılı ilişkiler yaşayanlarda zayıf sorun çözme becerileri olduğu da görülüyor. Bu çiftler bir sorun üzerine tartışırken sıklıkla konuyu değiştirir, isteklerini ve şikayetlerini anlaşılmaz, eleştirel bir dille anlatmaya çalışır ve şikayetlere karşı şikayetlerle yanıt verirler. Aşağıdaki konuşmada sıkıntılı evliliklerde tipik olarak görülen konuyu değiştirme, karşılıklı şikâyet ve alaycı konuşmalar görülüyor: Son zamanlarda çocuklara sürekli şeker vermen hakkında konuşmak istiyorum. Ne şekeri? Benim hakkımda konuşma, sanız sıkılıyorsun ondan bahset verin. Hem sen çocuklar için ne yapıyorsun? Eve gelip yıkmaktan başka bir şey yaptığın yok. İş yerinde yaşamaya başlasana. Biz çocuklarla sen olmadan da gayet iyi idare ederiz. Terapinin Hedefleri Bilişsel davranışçı terapinin amacı, temel sorunu gidermek için belirli davranış örüntülerini değiştirmektir. Ailenin örgütlenişinden ya da ilişkilerin sağlıklılığından çok, davranışa odaklanan bu yaklaşım nedeniyle bilişsel davranışçı terapi, çoğu sistematik aile terapisine oranla daha teknik bir duruş verir. Davranış terapistleri tedaviyi vakaya göre düzenler, ancak genel eğilim istenmeyen davranışı ortadan kaldırma ve bunun olumlu alternatiflerini pekiştirmektir. Örneğin, çiftler genellikle hedeflerini kaçınmacı davranışları azaltmak olarak belirler, ancak davranışla terapist olumlu davranışları çoğaltarak duyumu artırmalarına yardım edecek bir hedef çizecektir. Belirli davranış sorunlarını ortadan kaldırmak amacıyla öğrenme kuramından yararlanılır, ancak bunun yanı sıra davranış terapistleri iletişim, sorun çözme ve uzlaşma becerilerini de öğretir. Benzer şekilde, bilişsel davranışçı terapistler danışanlarının çarpık inançlarını yeniden gözden geçirerek belirli yakınmaları çözmelerine yardım etmekle kalmaz, ailelere gelecekte sorunları çözmek için bilişsel stratejilerin nasıl kullanacaklarını da öğretir. Davranış Değişiminin Koşulları Davranış terapisinin temel önermesi, pekiştirme olumsallıkları değiştirildiğinde davranışında değişeceğidir. Davranışçı aile terapisinin amacı, hedeflenen aile içi sorunlara davranışsal hedefler belirleme, bu hedeflere ulaşmaya yönelik kuramsal teknikleri öğrenme ve bu süreci kolaylaştıracak sosyal pekiştiriciler yoluyla çözmektir. Davranışçı aile terapisinde iki önemli nokta; bir sorunu davranışın temel düzey sıklığının belirlenmesi, terapiye yol göstermesi ve tedavinin başarısı ile ilgili geribildirim vermesi amacıyla dikkatli bir değerlendirme yapmak ve iki her bir aileye özgü pekiştirme olumsallıkları değiştirmeye yönelik olarak tasarlanmış stratejilerden yararlanmaktır. Terapistin birinci görevi, sorunlu davranışın sıklığı ile birlikte bu davranışın öncesinde uyarıcı koşulları ve davranışı izleyen pekiştirmeyi gözlemlemektir. Böylece terapist, vakaya özgü bir tedavi programı tasarlayabilir. Belirli bir davranışın hemen sonrasındaki pekiştirici tepkilerin yanı sıra, daha uzak pekiştiricilerin de rol oynadığı görülüyor. Saldırgan davranışların özellikle ailedeki erkekler tarafından gizliden gizliye onaylanmasına, genellikle bu davranışın model alınmasını eşlik eder. Kavga eden çocukları dövmek, bir anne ya da babanın vazgeçirmek istediği davranış biçimini bizzat ortaya koyar. Ayrıca, akranların onayladığı davranışların evde değiştirilmesi de güç olabilir. Bilişsel davranışçı terapistler, davranışların değiştirilebilmesi için yüklemelerini değiştirilmesi gerektiğini, buna karşılık yeni ve daha üretken yüklemeleri pekiştirmek için de davranışların değiştirilmesi gerektiğine inanır. Davranışçı aile terapisinin en önemli ölçütlerinden biri, kötü davranışların azaltılmasından çok, pozitif davranışların artırılmasının davranışları daha başarılı bir şekilde değiştirilmesini sağladığı yönündedir. Davranış terapistleri genel olarak caydırıcı denetimle zorlamayı en alt düzeyde tutmaya çalışır. En sıkıntılı hallerde bu yaklaşımın aşırı bir şekilde uygulandığına inanılır. Dolayısıyla davranışçı aile terapisinde yalnızca pozitif pekiştirme yaygın olarak kullanılır. Psikolog Tuğba DUMAN
Online Psikolog-Online Terapi Uygulaması Psikohelp İndirin
kullanıcı Psikohelp'e güveniyor
Online Psikolog-Online Terapi Uygulaması Psikohelp İndirin
© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır
0 (212) 216 23 67